Ordu Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Ali Coşkun, “Bir ses verin sayın Sağlık Bakanım!” ifadeleriyle Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya seslendi.

Başkan Coşkun, “Hekim yoksa tedavi de yoktur. Yapılan kısmi grevler de zaten bunu bir kez daha göstermiştir. Öyleyse bu asli unsurun feryatlarını, iyi dinlemeli ve tüm toplum olarak hekimleri mutlu ve huzurlu etmeliyiz.” dedi.

Başkan Coşkun açıklamasında şunları dile getirdi; “Ülkemizde tüm hekimler kaygılı, huzursuz, hatta son zamanlarda tek çatıları olan Türk Tabipler Birliğinden başka, hekim sendikaları kurarak haklı bir mücadeleyi başlatacaklarının ipuçlarını vermişlerdir.

Bu hareketleri iyi okumak lazımdır. Bu mektubu okuması gereken en önemli muhatap sağlık Bakanımızdır. 

Sayın sağlık Bakanımız eminim ki kendisi de hekim olduğu için , hekim refleksiyle bu huzursuzluğu iyi anlayacak ve acil çözüm yolları ortaya kurarak, meslektaşlarını bu kaos ortamından çıkarabilecektir.Hekimler bu noktaya aslında 1980’den beri yani 40 senede gelmişlerdir. Her sene biraz biraz eriyerek, bu günkü karamsar tablo ortaya çıkmıştır. Ama özellikle hekime şiddet ve hekimi korkutan astronomik tazminat davaları 10-15 yıl içinde hekimlerin mutsuzluğunu artırmıştır.

Bu sorunlar algılanırken bile, bir türlü ‘hekime şiddet’ denememiş, sağlık personeline şiddet denme yanlışına düşülmüştür.

Nasıl ki Adliye’de görev yapan hakim ve savcılara adliye personeli, demek yanlış ise, hekimlerden de bahsederken sağlık personeli demek hatalı ve algı saptırmasıdır.

Hekim, sağlık hizmetinin asli ve tek unsurudur. Çünkü hekim, ona yardım eden tüm sağlık personelinin işini de yapabilecek yetki ve yeteneğindedir. Oysa diğer personeller hekimin görevini üstlenemezler.

Hekim yoksa tedavi de yoktur. Yapılan kısmi grevler de zaten bunu bir kez daha göstermiştir. Öyleyse bu asli unsurun feryatlarını , iyi dinlemeli ve tüm toplum olarak hekimleri mutlu ve huzurlu etmeliyiz.

Bir hekim insanüstü çabasıyla 120. hastasına baktığı sırada, başka bir hasta yakını ‘sağlık teröristi’ tarafından hakarete uğrarken, darp edilirken, öldürülürken, orada hekimini korumayan, görmezden gelen, o teröristi durdurmayan toplum da suçludur. Hekiminin canını koruyamayan Sağlık Bakanlığı da suçludur.

Ülkede tüm hekimler bu mutsuzluklar nedeniyle işi tamamen bıraksa, ne olur 90 milyonun hali hiç düşündünüz mü ?

Hekim zeki adamdır, öğrenir yabancı dili gider Avrupa’ya, Amerika’ya , mesleğini bir şekilde yapar. Ama gönlü kırık istemeye istemeye gider güzel ülkesinden, peki bu toplum ne yapar ?

Uğur Şahin gitti, Biontech aşısını buldu, dolarlar harcayarak aşı alıyoruz. Gidenler kim bilir ne buluşlar bulurlar, kimbilir kaç Avrupalıya Amerikalıya şifa verirler ? Ya biz ne yaparız?

Sağlık Bakanımızın dikkatine arz ediyorum, ülkenin dört bir yanındaki hekim feryatlarına kulak veriniz, biz bu ülkeyi çok seven fedakar insanlarız ama artık tükendik, bize el uzatınız, bizi anlayınız, anlatınız, 40 yılda gelinen tükenme noktasındaki hekimleri ayağa kaldırmak, gelin size nasip olsun; bir ses verin sayın Bakanım. Biz sizin meslektaşınız ve kardeşiniziz.”  dedi.

HABER MERKEZİ