CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, Fındık İhracatçıları Birliği'nin tahmini fındık rekoltesi açıklamasını eleştirdi. 

Adıgüzel, yurtdışı ve yurtiçi rekolte rakamlarının şişirildiğini belirtti. İtalya, ABD, ve Çin gibi ülkelerin rekolte rakamlarının gerçekçi olmadığını dile getirdi. Ayrıca, Türkiye'deki rekoltenin de 785 bin ton öngörüldüğünü ancak stok miktarıyla uyuşmadığını vurguladı. Adıgüzel, fındık sektöründeki fiyat manipülasyonlarını ve çiftçilerin sorunlarını da gündeme getirdi.

“İtalya, ABD, Çin başta olmak üzere rekolteler şişirilmiş. Çin için 75 bin ton rekolte belirlenmiş. Ancak en fazla 20-30 bin ton fındık üretiliyor ve iç piyasasına yetmiyor. Sıfır ihracatı var. Aynı durum İran için geçerli 18 bin ton gösterilmiş. İhracatı yok. İtalya’da 140 bin gösterilmiş. Geçen yıl 100 bin ton dediler, 75 bin ton çıktı. Bu yıl da 100’ü geçmesi imkansız.

Türkiye’deki rekolte de 785 bin ton öngörülmüş. 135 bin ton da devredenle toplam 920 bin ton. Oysa stokun 90 bin tonu geçmesi mümkün değil. Çünkü ihracat 590 bin, iç tüketim 120 bin, çürük vs. 25 bin.. geçen yılki gerçekleşen miktardan düştüğümüzde devreden 90 bin tonu geçmiyor.

Yine geçen yıl 800 bin ton tahmin açıklanmış, ancak 690 bin ton gerçekleşmiş, %15 sapma olmuştu.

Bu sene INC’nin toplantısı 8 Mayıs’ta başladı. Henüz o tarihte çotanak sayımı yapılmış değildi. Doğu Karadeniz’den 4, Batı Karadeniz’den 3 ilden kısıtlı verilerle bu sayılar oluşturuldu Toptan hatalı.

İçeride ve dışarıda şişirme rakamlar ile bu şekilde dünya rekoltesi 1,5 milyon ton gösterilmiş. Ancak 1,2’yi geçme ihtimali görünmüyor.

Ayrıca kokarca zararlısının yaratacağı en az %20 randıman kaybı rekolteye kilo bazında doğrudan %20 oranında etki edecektir. Daha hasat zamanına kadar meteorolojik şartlar nedeniyle de ilave kayıplar söz konusu olacaktır. Örneğin geçtiğimiz günlerde Trabzon ve Giresun’daki güçlü rüzgar ciddi hasara neden oldu.

Bu açıklanan rekolte gerçekçi değildir. Arz fazlası algısı yaratarak fiyatı düşürmeye yönelik bir operasyondur.

Her yıl tekrarlanan bilindik bir taktiktir. Geçen yıl Ferrero firması Rekabet Kurumu tarafından soruşturma altındayken piyasaya daha az müdahil olmuştu. Bu sene görülüyor ki soruşturmanın sona erdirilmesi, adeta OLAĞAN ŞÜPHELİNİN SERBEST BIRAKILMASI ile aynı oyunlar sahneye konulmuştur.

Öte yandan ülkedeki nakit sorunu ve kredi faizlerinin yüksek olması fındık alıcısı, manavı ve ihracatçıyı da üreticiden fındık almak konusunda zora sokmaktadır.

Halbuki hasatla beraber %15-18 fındığın işçi parası vb. acil ödemeler için pazara indirilir. Bu ilk arzı karşılamak için piyasanın nakit paraya ihtiyacı vardır. Özel sektördeki bu nakit darlığını TMO görevini zamanında yaparak telafi etmelidir.

Bu şu demektir; TMO şimdiden sürece hazırlanmalı ve fındık fiyatı hasat başlamadan açıklanmalıdır. Zaten tasarruf tedbirleri kapsamına tarım dahil edilmemiştir.

Diğer bir konu da 10 yıldır değişmeyen 170 TL destekleme konusudur.

Laf olsun diye verilen bir para haline gelmiştir. Ya tamamen kaldırın biz de 2006 yılındaki kanundan ve Anayasa’dan doğan hakkımızı hukuki yollardan arayalım. Ya da Anayasa’nın amir hükümlerince doğru düzgün destek verin.Dünya Çiftçiler Günü’ydü. Fakat Türkiye’de 5,5 milyon çiftçinin yarısı ipotek ve hacizlidir. Maliyetin altında taban fiyat ve hükümet politikaları çiftçiyi üretimden vazgeçiriyor. Daha önceki gün, 21 lira maliyetli çaya 17 TL. Geçen yıl 85 TL maliyetli fındığa 83,5 TL verilmesi de aynı politikanın ürünüdür.

Bu sene çay taban fiyatını da, utanmış olacaklar ki, basına ve halka doğrudan duyurmak yerine sosyal medyadan ilan ettiler” dedi. 

 HABER MERKEZİ