Prof. Dr. Yaşar, yaptığı açıklamada şunları belirtti: “Her yıl, çöllerden 2 milyar ton toz taşınıyor. Bu tozlar, doğayı gübreleyerek doğanın besin kaynağı oluyor. Bu tür tozlara ‘tabakalı silikat’ adını veriyoruz. Çöllerden sürekli olarak tozlar taşınır ancak mart ayının sonundan nisan ayının son haftasına kadar yoğun bir taşınım süreci yaşanır. Pazartesi ve salı günlerinden itibaren çok yoğun bir döneme gireceğiz. Ülkemize demir yüklü kırmızı renkli çöl tozları, yoğun bir şekilde taşınacak. Bu durum doğayı daha da canlandıracaktır.”

Prof. Dr. Yaşar’ın belirttiği gibi, çöl tozlarının Türkiye’ye taşınması doğanın döngüsü üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu tozlar, doğal gübreleme işlevi görerek bitki örtüsü ve toprak sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratır. Mart ayının sonundan itibaren beklenen yoğun toz taşınımı, doğanın canlanmasına ve besin zincirindeki dengenin korunmasına katkı sağlayacaktır. Bu doğal süreç, ekosistemin dengesini destekleyerek çevrenin zenginliğini artırır.

Prof. Dr. Yaşar, “Bir tek çam ağacı, 12 milyar polen üretir. Böylece bu dönem havada, polen çok yoğun miktarda çoğalır. Bunu içimize çektiğimiz zaman rahatsızlıklar yaşanır. Özellikle astım gibi akciğer hastalıklarına sahip kişiler için tehlikelidir. Bu dönem ‘bahar alerjisi’ dediğimiz kuru öksürük ve hapşırık gibi semptomlar görülür. Akciğer rahatsızlıkları bulunanlar, mutlaka 3 hafta boyunca bulabiliyorlarsa; partikül tutucu maske takmalı. Bulamıyorlarsa normal maske kullanmalı” dedi.

Korkulacak bir durum yok

Prof. Dr. Yaşar, “Çöl tozları ne kadar fazla olursa, o kadar güzel. Tarımda verimlilik elde ederiz. Tarım için iyi ancak sağlık açısında da tehlikeli bir dönem, dikkat etmeli. Korkulacak bir şey yok” dedi.

BHA