Bölgemizin geçim kaynağı, milli ekonomimizin döviz getirisi fındık hasat sezonunun neredeyse sonlarına geliyoruz.

Sahil ve orta kuşak hasadı bitirdi.

Yüksek kesimlerde hasat yapılacak fındık yok.

Uzun süredir kurak giden havayı fırsata çeviren fındık çiftçisi yağmura yakalanmadan fındığını pazara hazır hale getirdi.

Bizlerde Ağustos ayının başından bu yana bahçelerde fındık topluyoruz.

Bu yıl geçen yıllara kıyasla fındık üretimimiz çok düştü.

Yarıdan da aşağı...

Güya ülkemizin 2023 yılı fındık rekoltesi 810 bin ton olacakmış.

Fındık üreten her bölgenin çiftçisi fındığın yokluğundan, az oluşundan şikayet ederken 800 binler düzeyinde rekolte hesap edenler nerede nereyi saydılar doğrusu anlamak çok zor.

Diğer taraftan TMO'nun açıkladığı destekleme alım fiyatı da tam bir trajedi.

Maliyet rakamının altında bir fiyatla destekleme yapıyorlar.

Acilen açıklanan fiyat yeniden değerlendirilip revize edilmeli.

Dünya tüketiminin ikinci sırasında ki İtalya'da Türk fındığının kalitesinden çok uzaklarda bir fındık için kilogram alım fiyatı 8 euro açıklandı.

Türk lirası karşılığı 240 liraya yakın bir fiyat.

Bizde serbest piyasada 80 lira bile değil.

Yazık.

Çiftçilerimiz dünyaya adeta bedavaya fındık üretiyor, yediriyor.

Açıklanan resmi fiyata ve devletimizin fındık çiftçisine olan yaklaşımına tepki koyması gereken siyasiler, milletvekillerimiz çiftçilere sabır tavsiyesinde bulunuyorlar.

Yakın gelecekte fiyatların yükseleceğini 3 haneli rakamları göreceğini, fındıklarını satmamalarını öneriyorlar.

Çiftçi nasıl sabır göstersin.

11 ay bu ayı bekliyor.

Alacağı vereceği Eylül ayına adres gösterilmiş.

Çocuklar yakında okula başlayacak.

Gurbette çalışanlar bir an önce işlerinin başına dönecekler.

Fındıklarını satmasınlar da ne yapsınlar.

Bu ayda fiyatlar gerçek değerinde olmazsa gelecek aylarda artacak olan fiyattan kime ne.

Neresinden bakarsanız küçük üreticinin emeği karşılığını bulmuyor.

Devletimiz önemli oranda döviz kaybı yaşıyor.

Kazanan taraf Türk fındığını ucuza alıp pahalıya satan Avrupalı...

Özetle dünden bugüne çiftçinin kaderinde değişim yok.

Hep aynı hikaye...