Ülkemizde herkesin sorunu, sıkıntısı, yaşam şartlarında olumsuzluklar var ama çocukların ve kadınların sıkıntıları, sorunları bir başka.

Koskoca ülke günlerdir 6 yaşında ana sınıfı çocuğunun hayat hikayesini, yaşadıklarını tartışıyor.

Bu küçücük bedene yapılanları bizler yazı diline almaya dahi utanç duyarken, maalesef bu utancı ne o anne, ne o baba ve sözde "eş" denilen tariflemede sözlerin az geldiği yaratıklar duymuyorlar.

O çocuğun vatandaşlık, çocuk haklarını korumakla, yasal güvenceyi uygulamakla görevliler bu rezaleti bildikleri, haberdar oldukları halde yıllardır hangi kaygıyla çekince gösterdilerse harekete geçmeyip yasaları uygulamayıp yalnızca "takip" etmekle meşgullermiş.

Kız çocuklarımıza karşı bu topraklar üzerinde yaşayan bir kısım insanlar nasıl bir ruh ve beyne sahipler ki bunları yaşatıyorlar?

6 yaşındaki bir çocuğa gelinlik giydirip "evlilik oyunuyla!" yıllarca istismara uğraması ile İslamiyetten önceki Arap toplumlarında kız çocuklarını canlı canlı toprağa gömülmesi arasında ne fark var? 

Dilerim bu olay son olur.

Daha başka hiçbir çocuk sapıkça niyetlerin kurbanı olmaz.

Dilerim öncelikle o çocuğun yaşamını, can güvenliğini ve geleceğini korumak ve hazırlamakla yükümlü anne ve baba , sonrasında "eş" denilen yaratık hak ettikleri cezayı hukuk karşısında görürler.

Başta da ifade ettim.

Ülkemizde kadınlarımızın ve çocuklarımızın sorunları, sıkıntıları epey fazla.

Her gün kadına, çocuğa şiddet haberleri görüyoruz.

Her gün yurdumuzun bir köşesinde kadınlarımız erkek şiddetiyle yaşamdan koparılıyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre geçen 2021 yılında 280 kadın cinayeti işlendi. Bu yılın ilk 10 ayındaki veriler ise kadın cinayeti sayısında 2021'i şimdiden yakaladı. 2022 yılı Ekim ayı itibariyle öldürülen kadın sayısı 280 oldu.

Şiddet sonucu sakat kalanlar, sığınma evlerine yerleşenlerin maalesef kayıtlarına ulaşamadık.

Öte yandan, çocuklarımız için ülkemizin karnesi pek parlak değil.

TÜİK verilerine göre okul sıralarında olması gereken 720 bin çocuk işçi bugün "ekmek davasıyla" sokakta, sanayide çalışıyorlar.

Daha da korkuncu okula gitmesi gereken çocuk nüfusumuzun yüzde 30'u maalesef okula gidemiyor.

Yaşadığımız Dünya gezegeninde Birleşmiş Milletler'in kayıtlarında 208 bağımsız ülkede 7.8 milyar nüfusun arasında yalnızca Türk çocukları çocukluklarını yaşasın diye bir tek onların bayramı var.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. 

Ebedi Liderimiz Mustafa Kemal  Atatürkün Türk çocuklarına armağanıyla övünüyoruz.

Ancak, çocuklarımız adına güzel olması gereken ülkemizde ne acıdır ki çocuklarımız çocukluklarının farkına varamadan büyüyorlar.

Yine ne acıdır ki bir kısım insanlar tarafından çocuklarımızı yetişkin görme yaşı 6 yaş sınırına kadar indirildi.

Acilen bu duruma müdahale edin.

Sokaklarımız çocuklarımız ve kadınlarımız için güvenli olmaktan çıktı...