‘’Bıkkınlık var’’

Ordu Tabip Odası Başkanı Uzman Doktor Ali Coşkun, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yaptığı basın açıklamasını değerlendirdi.

Başkan Ali Coşkun,  “ Bütün dünyada aslında pandemi nedeniyle maske ve diğer kısıtlamalar nedeniyle bir bıkkınlık gelmiş durumda. Bu hem vatandaşlara hem de bu işi koordine eden profesyonellere bıkkınlık geldi’’ yorumunu yaptı.

‘’Ölümler devam ediyor’’

Ordu Tabip Odası Başkanı Uzman Doktor Ali Coşkun, unutulmaması gerekenin virüs bıkmayacağı olduğunu da kaydetit. Coşkun, ‘’  Pandemi henüz bitmedi. Bugün bu kararlar alındı ama bugünkü tabloya bakarsak 70 bin vakadan bahsediyoruz. Yaklaşık 200- 250 kişinin de her gün öldüğünü görüyoruz. Dolayısıyla virüsün halen daha ne kadar tehlikeli olduğu ve özellikle de aşısız bireyler de neler yapabileceğinin göstergesidir . Başka ülkeler de bu kararları almış olabilir ama şunu unutmamak lazım tıpta bir dokuyu bir insana nakil ederken o dokunun uyuşmazlığı kontrol edilir. Başka ülkeler de alınan tedbirler bizim ülkemizde birebir uymayabilir çünkü bizim ülkemizin insanımızın genetik yapısı, kültürel değerleri, sosyal pozisyonları, alışkanlıkları, hijyen şartları hatta disiplinleri bile farklıdır. Dolayısıyla ülkelerin bunları gözeterek kendi ülke vatandaşına ve ülkesine en uygun kararı alması daha doğru olacaktır” dedi.

‘’% 48 oranla bir toplum kendini koruyamaz’’

Toplumun neredeyse yarısı henüz bu hastalığa korunaklı değil diyen Başkan Coşkun sözlerini şöyle sürdürdü.

 “Biz, 10 bin vakalar var iken maskeye çok önem veriyorduk. Şimdi 70 bin vaka var maskenin önemi azalmış gibi bir durum var ortada. Bu belki tezattır ve kalkması için toplumun en az %80 inin aşılı veya korunaklı hale gelmesi lazım. Ama görüyoruz ki bizim ülkemizde henüz %40-50’lerde. Özellikle 3. Doz aşıyı hesap edersek yaklaşık 13 Milyon kişinin Türkiye’de resmi kayıtlara göre bu hastalığı geçirdiğini, 27 Milyon dozda yaklaşık 3. Doz aşı olarak kabul edersek toplam nüfusa bölündüğünde %48 çıkmaktadır. Yani %48 oranında bir toplum kendini koruyabilecek düzeydedir. Ama geri kalan bireylerin koruyuculuğu yoktur. Dolayısıyla toplumun neredeyse yarısı henüz bu hastalığa korunaklı değildir. Özellikle 60 yaş üstü bireylerin, henüz aşıları da eksik olan yoğun bakımlarında en çok bunların doldurduğunu düşünürsek şahsım adına söyleyeyim maskemi takmaya devam edeceğim. Tabi açık havalarda yanımda kimse yoksa oksijenimi alıyorum. 2 metre kuralına uyuyoruz.

Eğer başka şekilde kontrol sağlanabiliyorsa HES kodu kaldırılabilir. Mesela kişilerin aşı olduğundan eminseniz kaldırılabilir. Bizim derdimiz kişileri aşılı hale, korunaklı hale getirmekti. Aşılama oranını %80’e çıkarmamız gerekiyordu. Okullarımızda eğitim tabi ki devam etmeli ama okullar, sınıflar sürekli havalandırılmalı. Eğitimde ikili öğretime geçilmeli yani aşırı kalabalık sınıflar bölünmeli ve havalandırılmalı.

‘’Ölçü nedir?’’

Şu dikkatimi çekti. Havalandırması olan yer de mesafe sağlanırsa maske kalksın derken; havalandırma derken bunun ölçütü nedir? Buna açık ve net metre kareye düşen pencere sayısı söylenmeli. Onun dışında kurumlarda vardiyalı çalışmaya geçilmesi lazım. Mesafe ve hijyenin terk edilmesi gerektiğini düşünmüyorum. Kapalı alanlarda maske kullanmaya devam edeceğim ve açık alanlarla da bir metreyi ihlal eden durumlar da maskemi kullanacağım.

‘’Bir oyla kabul edilmiş’’

Sağlık Bakanımız tabi ki hepimizin Sağlık komutanıdır. Fakat durum çoğunluk bir oyla kabul edilmiş. İçerisinde bizim gibi düşünen doktorlarımız da bulunuyor. Ben bu konu da soru işaretleriyle doluyum. Maske konusunun gevşetilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Virüsle bu şekilde mücadele edemeyiz. Bugün yoğun bakımdaki hatalarımızın çoğu aşıları eksik olanlardır. 2 Biontech aşısı olan aşılarım tamam diyor, fakat koruyuculuk süresi en fazla 9 aydır. Özellikle tedbirlerimizin alınması gerektiğini ve aşıların kesinlikle yapılması gerektiğini düşünüyorum. Toplumun %80’i aşılanmalı ki bizler de o zaman maskeyi kenarından gevşetebiliriz. Hangi aşı olduğu fark etmez. En azından benim kendi görüşüm bu şekildedir.”  

Haber Merkezi