30 Ağustos Sıradan Birgün Değildir…

Ahmet Yenin 2022-08-30 09:05:56

Sorumluluk duygusuyla yaşayan akıl sağlığı yerinde insanlar Okurlar   bugün sizlerle aykırı Müftü yardımcısı Adnan Zeki Bıyık kardeşimizin ”30 Ağustos Sıradan Birgün Değildir” başlığı altında kaleme aldığı makalesini paylaşarak,halen daha okumayıp öğrenmeyip başkalarının ağızlarına bakarak bedava yaşam sürmeye devam ettikleri için ülkesinin ve insanlarının kıymetinden bihaber dünya ve hata gerçeklerini bir kez de buradan okuyup öğrenmeleri ve ayılıp uyanarak kendilerine gelmelerine karınca kararınca katkımız olsun istedik.…

Düşman yurdun dört bir yanını istila etmiş, namus pay-i mal edilmiş, yaşlı genç demeden insanlarımız öldürülüyor, Hatta sivilleri de süngülüyorlar. Afyon yakınlarında bir ihtiyar, bizzat kendinden dinlemiştim, çok yaşlı olduğu için yavaş konuşuyordu.

Anlatmaya başladı, Düşman köylere kadar giriyor, malımıza mülkümüze el koyuyor, genç kadınları erkeğinin gözü önünde taciz ediyor, hatta Müslüman Türk kadınını aşağılamak için silah zoruyla oynatıyorlardı.. Tabi biz rençberlik yapan cahil kimseleriz. Köylerimize saldıran kâfire mukavemet gösteremiyoruz. Yokluk zamanı silah yok, cephane yok. Böylece günler günleri kovalıyordu. Korku ve endişe ile bekliyorduk. Askerlerimize ve kumandanlarına dualar ediyorduk. Yine bir gün tellal bağırdı, “Düşman geliyor, saklanın, tedbir alın”

Ben hanımı alıp köy yerlerinde hayvan tezeği yığını vardır mayıs da derler bu hayvan dışkısına… Yığın yaş olduğu için içine saklandık. Yani bir küçük dışkı tepeciği düşünün, onun içine elimize birer tas alıp, saklandık. Ağzımızın içine hayvan pisliği girmesin diye tası ağzımıza dayıyorduk. Neticede Yunanlar geldi, her tarafı arıyor, seslerini duyuyoruz. Saklandığımız mayısın içine bir süngü soktular, süngü koluma girdi, o kadar acıdı ki ama sesimi çıkarsam hanımı da beni de öldürecekler. Biz tezek yığınından çıkmayınca düşman köyü terk etti.

Neticede o gün kurtulmuştuk. O günü hiç unutamam. Üstümüz başımız pislik kokuyor, her yanımız pislik olmuştu. Biz bu kokulara alışıktık köy yerin de ama esas bizim ağrımıza giden çaresizlikten pisliğin içine saklanmaktı. Gel zaman git zaman bir gün yine bir bağırtı koptu… “Askerler Geliyor”

Biz hanımla yine kahrederek ineklerin pisliğinin içine kahrederek ve ağlayarak saklandık. Bize kumandanlar emir vermişti askerlerimize buğday, arpa yetiştiriyor, un veriyorduk, biz çiftçiler de milli mücadeleye böyle destek veriyorduk. Neticede saklandığımız tepeciğin ucundan bir yerden minik bir delik açtım oradan gelenlere bakıyordum.

İyi ama bu gelenlerin yüzü düşmanların ki gibi nursuz değildi, postalları da gâvurların postalına benzemiyordu. Bir asker diğerine “Ali” diye hitap edince, çok affedersiniz b.kun içinden bir fırlama fırladım. Ben fırlayınca askerler de biraz korktu ne oluyor diye. Ben onların Türk Askeri olduğunu anlayınca eğildim postallarını öptüm, hüngür hüngür ağlayarak, askerlerimizi kucakladım. Allah’ım sizi korusun dedim ve ekledim.

--Siz Türksünüz!

--Evet, Türküz, sen niye bu pisliğin içine girdin be Müslüman?

--Sizi düşman sandım da ondan kahraman Mehmed’im,

-Artık korkacak bir şey kalmadı tüm kâfirleri geldikleri yerlere gönderiyoruz, Yunanı Kovalamaya başladık. Milletimizin namusu ve tüm kutsal ve milli değerler artık salaha ermiştir. Haydi, hanımını al evine git, askerlerimize biraz su ve ayran verin. Ve tüm askerlerimizin muzafferiyeti için Yüce Yaratıcımıza dua edin. Anafartalar, yer gök Kahraman Mehmetçiklerle doldu…”

Evet, Bedavadan, terlemeden, çile çekmeden, kanına, canına bir zarar gelmeden bu vatanı sıradan bir toprakmış gibi çiğneyenlere

İstiklal Marşı okunurken ayağa kalkmayan, saygı göstermeyen vicdansızlara, rengini şuhedanın kanından alan bayrağıma hürmet göstermeyen şuursuzlara, akıl iz’an ,iman ve şuur ihsan eyle Allah’ım.

Kahraman Mehmetçiğin iman dolu fedakar gayretleri ile düşmandan temizlediği bu vatanı rant yurdu olarak gören cibilliyetsizleri derdest eyle Yarabbi

Vatanımıza göz diken yerli ve yabancı tüm kitapsızları perişan eyle Yarabbi…

Düşmanlarımız, sanayi üretirken, yetenek sizsiniz, Hürrem ve zırvaları, kurtlar vadisi, şans para, vur kazan, tencere dibin kara, vs vs tarzındaki siyonizmin ve uzantılarının ülkemizin insanlarını uyutmaya yönelik yayınları izleyen aldatılmış milletim size sesleniyorum….

Artık uyanın ve şehit dedelerinizin yazdığı destanın layık torunları olun, Çevrenizde olup bitenlere bir bakın, sıra bir gün bize de gelebilir, Evlerinizde Hülya Avşar’ı veya Acun Efendiyi veya Cihanyandı Hürrem’i ya da survivor'ı izlerken evinizin damına bir bomba düşerse hiç şaşırmayın. Yukarıda anlattığım gibi bizim ne saklanacak bir tezek yığınımız var, ne de karşımızda süngüyle bekleyen düşman kuvvetleri….Kumandaya bastı mı herkesin fiyakası bozuluverir. Bir din ve sanat insanı olarak aziz milletime benden bir uyarı daha…

Zafer Bayramınız Kutlu Olsun.

Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır diyerek makalesini noktalayan Allah dostu müftü Yardımcımız Adnan Zeki Bıyık kardeşimizi canı gönülden kutlayarak, şahsında devletin ve milletin ve hatta insan dostu canlıların ortak ve adil çıkarı için gayret sarf eden tüm insanlarımıza minnet şükranlarımızı sunarak bizler gibi düşünerek yaşayan tüm insanlarımız adına 30 Ağustos Zafer Bayramımızı canı gönülden kutluyorum diyor ,saygılar sunuyorum

Bu yazı toplam 470 defa okunmuştur

Anasayfa