Okumadan, İyi ve Güzel Ahlaklı Vicdanlı İnsan Olamazsın…

Ahmet Yenin 2022-08-18 09:02:59

Yüce Allah’ın “OKU” buyruğu gereği önce okuyup, öğrenip kendi kıymetini kendin bilen iyi ve güzel ahlaklı vicdanlı insan olacaksın…Okumadan,öğrenmeden,ilkim,bilim sanat tahsil etmeden de insan olursun, ama devletin ve milletin ortak adil çıkarı için çalışacak insan ve idareci değil,dün,bugün ve halen daha olduğu gibi sadece kendine çalışan bencil insan ve bencil idareci olursun....

Önce okuyup öğrenecek kendi kıymetini önce kendin bileceksin.Sen kendi kıymetini bilmediğin müddetçe, senin kıymetini kendi ellerinle oy verip seçerek görev ve yetki verdiğin sevk ve idareci değil, seni kazanan baban ve doğuran annen dahi bilmez aynen ülkede,Ünye de ve dünyada dün, bugün ve halen daha olduğu gibi…

Okumadan, öğrenmeden, ilim bilim sanat tahsil etmeden kendi kıymetini bilen insan ve dolayısıyla iyi idareci olunmuyor. Akıl sahibi insanların insanlığın en büyük baş belası cehaletten, cahillikten kurtulup insanca yaşam sürmeleri için yüce Allah yarattığı dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun tüm kullarına boşu boşuna ”OKU” ey kulum “OKU” okut ve insan olduğunu bilerek ve isteyerek huzur ve güven içerisinde yaşa ve birlikte yaşadıklarını da aynı minval üzere yaşat diye buyurmuyor…

Demek ki okumadan ne kendini nede misafir olarak bulunduğun dünyayı ve insanlar ile insan dostu canlıları tanımak öğrenmek mümkün değil.Bu yüzden okumak, öğrenmek,ilim,bilim,sanat tahsil ederek insanca yaşam sürmek çok,çok önemli.

Yazar Hasan Hoslar’ın dünyanın olmazsa olmaz akıl sahibi en mükemmel canlısı insanın yüce insanlığın en büyük baş belası cehaletten cahillikten kurtularak huzur ve güven içerisinde yaşam sürmesi ve birlikte yaşadıklarına da aynı minval üzere yaşam sürdürmesi için yüce Allah’ın OKU” buyruğu gereği okuyup öğrenerek, ilim, bilim, sanat tahsil ederek, kendini geliştirip değiştirerek dikçe yaşadığı insanlar ve insan dostu canlıların hayırlı, huzurlu ve güvenli gelecekleri için insanoğlunun hayatını nasıl kolaylaştırabileceğine ilişkin daha, neler, neler yapabileceğini "keşke bir insan olsaydım "özdeyişiyle özetleyen makalesini okuyup öğrenmedikleri ve bu nedenle halen daha kendi kıymetinden bihaber oldukları için aklını başkalarına kiraya vererek insanca yaşamak yerine köle gibi sürünerek yaşayan sizlerde okuyun kendinize gelerek hayatınıza uyarlayın diye paylaşalım istedik.

Taşçının Hikayesi...!

Taşçı taş kırıyordu, birden "diz çök diz çök" diye bağırarak konuşan insanların seslerini işitti,

Beyaz bir filin üzerinde bütün görkemiyle bir hükümdar göründü, taşçı dizlerinin üzerine çökerken hükümdar beni görmez dedi;

"Oysa ben filin önünde saygıyla eğiliyorum" diye düşündü taşçı, "zavallı ben, bir fil bile benden iyi yaşıyor keşke bir fil olsaydım" dedi,

O an da bir fil olu verdi; sırtında taşıdığı hükümdar o anda elinde içtiği sıcak çayı filin üzerine dökünce taşçının canı yandı, "keşke hükümdarın yerinde olsaydım" der demez hükümdar oldu,

Bir filin üzerinde güçlü bir hükümdar, çayını zevkle içen bir hükümdar, güneş hükümdar olan taşçının gözlerini alıyordu, güneşe imrendi bu kez "güneş benden daha güçlü keşke güneş olsaydım" diye düşündü ve dünyanın üzerine bir güneş doğdu, ışınları yeryüzünü aydınlık ve tatlı bir sıcaklıkla kucakladı, güneşin sıcaklığıyla buharlaşan sular gökyüzüne yükseldi bulut oldu, güneş yeryüzünü göremez oldu, buna içerleyen taşçı "keşke bulut olsaydım" dedi.

Taşçı bulut oldu ve gökyüzüne yayıldı, birden ne olduğunu anlayamadı rüzgâr birden saldırıya geçmişti, oraya buraya savrulan taşçı rüzgârın bu gücüne şaştı, "bir rüzgâr olabilsem" diye geçirdi aklından, rüzgâr oldu.

Rüzgâr olur olmaz yeryüzünde ki insanların başlıklarını kendilerini ve binaların çatılarını savurmaya başladı, hızla yeryüzünü dolaşan taşçı havada uçuşan şeyleri gözledi bir süre, hızla esen rüzgâr dağa çarptı, rüzgârın gücünün bu dağ karşısında bir işe yaramadığını gördü, "dünyanın en yüksek dağı olmak varmış" demeye kalmadan çoktan dağ olu vermişti,

Başı bulutların üzerindeydi aşağıdaki insanlar küçücük heykeller gibi görünüyorlardı, dağ iri ellerinde ağır bir kazma ile kendilerine yanaşan bir başka taşçıyı göremedi.

Taşçı dağı kazmasıyla dipten oymaya başladı, kayaya indirilen kazma darbeleri, onu kendine getirdi, dağ her şeyin en güçlüsü insan mı diye inledi, insanın bu gücüne imrendi, "keşke bir insan olsaydım" dedi ve bir anda taş ocağında çalışan bir insan oldu yine, taşçının yanından koşarak gelip geçenler "diz çök diz çök" diye bağırıyorlardı, taşçı düşündü fil, hükümdar, güneş, bulut, rüzgâr, dağ "hayır hayır diz çökmeyeceğim" ve diz çökmedi, hiç bir güç ona bir daha diz çöktüremezdi artık.

Baskıya göz yummasaydın,

Ve birkaç kez de etkin bir biçimde,

Baskıyı desteklemeseydin seni ezenleri çoktan silkip atardın.

Senin şu kadarcık özsaygın olsaydı,

Kendine saygılı davransaydın,

Dünyada ki hiçbir polis gücü seni ezecek kadar güçlü olamazdı.

"Kurtarıcın" sana bunu söyledi mi? Hayır.

Kendi yaşamından ve onurundan senin, yalnızca senin sorumlu olduğunu söylemedi hiç.

Ve sen ne yapıyorsun küçük adam?

Size böylesine hâkim olan kişinin iki eli,

İki gözü ve bir bedeni var.

Sizden tek farkı sizin ona sağladığınız üstünlük.

Eğer siz vermediyseniz,

Sizi gözetlediği bu kadar gözü nereden buldu?

Sizden almadıysa nasıl oluyor da,

Sizi dövebildiği bu kadar eli var?

Sizleri çiğnediği ayaklar,

Sizlerin değilse bunları nereden aldı?

Sizin korkaklığınız, boyun eğmeniz olmasa nasıl iktidar olabilir?

Siz, zavallı ve acınacak insannımsılar,

Siz sağduyudan yoksun zavallılar,

Siz korkak yığınlar,

Siz vurdumduymaz aymazlar,

Siz mutsuzluklarında direngen, kör gözlü insanımsılar,

Göz göre göre boyun eğen koyun sürüleri,

Aslında, diktatörün de sizler gibi;

İki gözü, iki eli, bir gövdesi var;

Ve aranızdaki en önemsiz kişiden hiç bir fazlası da yok.

Sizden üstün yanına gelince;

Sizi mahvetmesi için,

Ona kendi ellerinizle teslim ettiğiniz olanaklar!

Siz ona boyun eğmeseydiniz bu gücü nerden bulabilirdi?

Size vurmak için bunca eli nasıl olurdu?

Sizleri çiğnediği ayaklar da sizin ayaklarınız değil mi?

Üzerinizdeki acımasızca kafanıza kafanıza vuruyor;

Çok güçlü olduğunu mu düşünüyor sunuz?

Hayır, sizin korkaklığınızdan kaynaklanıyor.

Sizi soyan hırsıza yataklık, yalakalık, dalkavukluk etmeseydiniz,

Sizi öldüren katile suç ortağı olmasaydınız, sessiz kalmasaydınız,

Size böyle sıkıntı vermeye,

Koca bir ülkenin değerlerinle oynamaya nasıl cesaret edebilirdi?

Siz iktidara rıza göstermezseniz, boyun eğmezseniz,

Siz çökmezseniz, o kendiliğinden yıkılır:

Bir an düşünmeye çalış; taşıdığın beyinde "düşünceler" sana mı ait yoksa bir inanca, bir ideolojiye, siyasi veya dini lidere mi?

İnsanlara başkalarının güçleri değil, kendi zayıflıkları diz çöktürebilir ancak....Diyor saygılar sunuyorum.

Bu yazı toplam 475 defa okunmuştur

Anasayfa