Okuyup Öğrenip Düşünerek Yaşamaktan Başka Çaremiz Yok…

Ahmet Yenin 2022-08-17 09:01:48

Atatürk Türkiye’si cennet vatan ülke Türkiye cumhuriyeti devleti öyle kolay kurulmadı. Cennet vatan ülke Türkiye cumhuriyeti devletini kuranlar da kalmadı, ama isimleri onurla gururla yad edilerek yaşıyor yaşatılıyorlar okuyup öğrenmiş, ilim bilim sanat tahsil edip düşünerek yaşayan tüm insanların gözünde ve gönlünde.

Bu yüzden sen siz ne olursan ol, kim olursan ol, insanlığın en büyük baş belası cehalettir. Cehaletten kurtulup insanca yaşamak ve yaşatmak için yüce Allah’ın “OKU” buyruğu gereği oku öğren, düşünerek yaşa ve birlikte yaşadıklarını da aynı minval üzere yani sen nasıl yaşıyorsan öyle yaşat…

Çünkü her şey yalan yalnız ölüm gerçek. Sultan Süleyman’a kalmayan fani dünya ne kadar yaşarsan yaşa senden öncekilere kalmadığı gibi, sana da kalmaz, kalmayacak… Günü ve saati geldiğinde bir şekilde haklı ya da haksız elde ettiklerini ve en çok sevdiklerini bırakarak, arkana dahi bakacak vakti bulamadan çekip(ölüp) gideceksin…

Vefatının ardından varsa insanlığa ve yaşadığın cennet vatan ülkene Ünye’ne yaptıklarınla sen dâhil senden doğanlar iyi insandı diye anılarak huzur ve güven içerisinde yaşam sürecek, senden öncekiler gibi sende sadece kendini düşünerek yaşamışsan günümüz ülkesi ve Ünye’sin dekiler gibi ölümünden sonra bir pislik temizlendi, demekle kalınmayıp, senden doğanlar da ilelebet lanetlenerek anılacak ve anılmaya devam ederek boynu bükük yaşam sürecek, tabii buna yaşamak denirse...

Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarınca yokluğa ve yoksulluğa rağmen kazma ve kürekle, yalın ayak baş açık canları ve kanları pahasına verilen yoğun mücadele sonunda kurularak bizlere emanet edilmiş cennet vatan ülkemiz Türkiye cumhuriyeti devletimizin ne şartlar altında kurulduğunu tüm çıplaklığıyla anlatan bu makaleyi ölümlü kullar olarak sizlerde okuyup, okutun, iyi olmaktan başka çıkar yolumuz olmadığını düşünerek yaşayıp, görüp anlayıp kendinize gelerek duygu yoğunluğu içerisinde huzurlu hayat yaşayın ki, Sultan Süleyman’a kalmayan ve bizden öncekilere de kalmadığı gibi bize de kalmayacak olan iki günlük fani dünyada yüce Allah’ın yarattığı dili, dini, ırkı ve rengi ne olursa olsun tüm insanlar ve insan dostu canlılar ile omuz omuza gül gibi yaşayıp, günü saati geldiğinde huzur ve güven içerisinde fani dünyaya veda edin veda edelim.

Eski Bir İstanbul hanımefendisi anlatıyor:

Yıl 1919. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış. Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim.

Nişanlandık. Nişanlımı seviyordum.

Mutlu bir yuva kurmak hevesi ile lamba ışığının altında sabahlara kadar oyalar örüyor, çeyizler hazırlıyordum.

Ama çok geçmedi ki mahallede bir dedikodu yayıldı, (Ayşe’nin nişanlısı avukat değilmiş, ipsizin biriymiş, üstelik cami önlerinden tabut taşıyarak karnını doyuruyormuş) dediler.

Alt üst oldum.

Babam götürdü, uzaktan izledik, gerçekten de tabut taşıyordu… Yıkıldım. Nişanı atıp, ayrıldık.

Aradan 5 yıl geçti. Evlenmiştim, Bir de çocuğum olmuştu.

1924 yılıydı. Artık ülkemiz özgürdü.

Bir gün Beyoğlu’nda rastladım ona. Oğlum yanımdaydı.

Beni görünce titredi, çeketini düğmeledi.

Saygı göstererek durdu önümde.

Vaktiniz varsa size bir çay ikram etmek isterim, dedi.

Olur, dedim. Bir büroya girdik.

Burası bir avukatlık bürosuydu ve kapıda adı yazıyordu.

İçerde yardımcıları çalışıyordu.

Siz gerçekten avukat mısınız, dedim. Evet, dedi.

Peki, avukatsınız da neden cami önlerinden tabut taşıyordunuz, diye sordum.

Durdu, başı öne eğildi.

Beni affedin, dedi. İstanbul işgal altındaydı,

Her taraf İngiliz askeri kaynıyordu.

Her şeyi didik didik arıyorlardı.

Biz de Anadoluya, Milli kuvvetlere ancak, cenaze süsü vererek tabutlarla silah kaçırıyorduk.

Bu ülke için hayati bir işti.

Bunu size bile söyleyemezdim.!Diyerek dün olduğu gibi günümüzde de devletin ve milletin ortak adil çıkarını düşünerek yaşayan ve yaşamak için mücadele eden akıl sağlığı yerinde tüm insanlara selam olsun diyor,saygılar sunuyorum.

Bu yazı toplam 482 defa okunmuştur

Anasayfa