NOEL VE MİLADİ YILBAŞI GERÇEĞİ

Hüseyin Deniz - İlahiyatçı/Yazar 2023-12-21 11:56:56

İslam dininde yılbaşı kutlamak günahtır,sebebine gelince bir Hristiyan geleneğidir.

Türkiye'de ilk defa yılbaşını eğlenme şeklindeki yılbaşı kutlamaları 1930 yılından sonra başlamıştır.

Putperest inanç ve efsanelerine dayanmakta olan Noel,kutlamaları Hıristiyanlığa sonradan giren, günümüzde bir Hıristiyan bayramı şeklinde kutlanmaktadır. 

Batı emperyalizmin kültürünün yayılması ile Hıristiyan olmayan ülkelerde de özenti şeklinde birer tüketim ve eğlence fırsatı olarak benimsenmiştir.
Yılbaşı kutlamaları denilince eski yılın sona erip yeni yıla geçildiği 31 Aralık/1 Ocak gecesi yapılan eğlence ve faaliyetler anlaşılır. Ancak yılbaşı eğlenceleri, ilk bakışta yeni yıla girişin kutlamaları gibi gözükmekle birlikte bunun Hıristiyan bunu bir Noel bayramı hristiyanlık aleminin bir adetidir,Dinimizde ise; Noel ve yılbaşı kutlamalarının yeri yoktur. Miladi yılbaşının biz Müslümanlar için, resmî ve milletlerarası bir takvim başlangıcı olmasının dışında hiçbir kıymeti harbiyeside yoktur. 
Toplumumuzda ve diğer Müslüman toplumlarda “yılbaşı kutlaması” adı altında düzenlenen eğlence,toplantı ve kültürel etkinliklerin geleneksel hiç bir temele sahip değildir. Bu tür eğlence ve kutlamalarda aklı ve sağlığı tehdit eden içki, kumar, aile bütçesini sarsan şans oyunları kumarın her türlüsü,milli piyango biletleri loto toto çekilişleri israf boyutundaki her türlü harcamaları milli ve dini değerlerimizle bağdaştırmak asla mümkün değildir. 

Ayrıca milli ve manevi değerlerimize ters bu tür eğlence ve adetler, kültürel tahribata yol açmakta, bizleri millî kimliğimizden uzaklaştırmaktadır. Bu bakımdan Hıristiyan olmayan ülkelerde yılbaşı kutlamaları, Batı’nın körü körüne taklit edilmesinin veya Hıristiyan Batı’nın kültür ihracının bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Ülkemizde öteden beri yılbaşı kutlamalarıyla ilgili olarak yapılan tenkitler ve gösterilen hassasiyet de buradan kaynaklanmaktadır. Hiç şüphe yok ki, milletler, millî örf ve adetleriyle tanınırlar ve onlarla yaşarlar. Millî örf ve adetleriyle tarih sinesindeki şerefli mevkilerini korurlar. Çünkü millî örf ve adetler, bir milletin millî kültürünün ve dinî inancının aynasıdır. Sağlam millî örf ve adetlere sahip milletler, dini bağları kuvvetli ve milli kültürü yüksek olan milletlerdir.
İslâm dininin inanç, ahlâk, ibadet ve muamelât alanında getirdiği hükümler, öngördüğü kural ve tavsiyeler müslümanlarca öteden beri bir bütün olarak kabul edilmekte, günlük ve sosyal hayatla ilgili şekil ve muhteva bile çoğu defa bu bütünün bir parçası olarak mütalaa edilmektedir. Öte yandan Kerim Kitabımızın âyet-i kerimelerinin ve Risâlet’i boyunca Hz. Peygamberimiz (sav)’in sıkça üzerinde durduğu konulardan birisi de, Müslümanların fert ve toplum olarak belli bir kimlik kazanmaları, kendi şahsiyetlerini korumaları ve kendilerine güven duymaları şeklinde olmuştur.
Her sene yılbaşı  geldiğinde bu gecenin kutlanmasının veya o geceye mahsus faaliyet ve eğlencelere katılmanın İslâm'daki yeri (hükmü) tartışılır. 

Kur’an-ı Kerim âli İmran 85. ayetin mealen: Kim İslam'dan başka bir dine yönelirse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.

Ha peygamber sav efendimizin bir hadislerinde ise: Ebû Dûvûd tarafından rivayet edilen “kim bir kavme benzerse o da onlardandır”

Müslümanlar “bu geceye mahsus bir faaliyete katılmanın caiz olamayacağı bilmelidir.

Evi barkı, aşı ekmeği olmayan,bu kış kıyâmette bir yoksulu doyurmak ve giydirmek,Filistinde ki kardeşlerimizi göz önünde bulundurarak onlara yardım etmeleri gerekir.

Bu bizim kültürümüzde olmayan bu tür kutlamalar başkalarına özenlidir. 

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hıristiyanlara ait olan miladi takvim başlangıç başlangıç olarak benimsediği için bu yılbaşı, aynı zamanda Türkiye'nin resmî Yılbaşıdır, millî ve dinî yılbaşı değildir.onların bayram günleri ibadet günlerine göre ayarlanmıştır Ancak bu bize ait olmayan miladi Takvim 1925 Aralık ayının 26. Günü yayınlanan kanunla müslüman bir devlet olarak resmen kabul ettik,Ancak o zaman böylesine

her hangi bir kutlama söz konusu yoktu 1936’ itibaren Ülkemizde maalesef başlanıldı.
Müslümanlar yılbaşı gecesinde yapılan ayin veya her türlü eğlencelere iştirak ederlerse ne olur? 
Yılbaşı dolayısıyla yapılan dinî ayine katılan (Hıristiyanlarla beraber bu toplu ibadeti yapan müslümanlar büyük günah) işlemiş olurlar. 

İslâm'dan başka ve ona göre bugün muteber olmayan bir dine dayalı olan bir faaliyete katıldıkları ve başka dinden olanlara -dinle ilgili bir konuda- benzer hale geldikleri için çok büyük günah işlemiş olurlar. 

Batıl bir dinin adetlerini yaptıkları için hem isyankar asi günahkar bit kul olurlar. Tatil tarihi tatil

Yılbaşı, takvim, tarih, tatil, eğlence, şenlik ve bunlarla ilgili âdetler bir milletin kültürüdür. Kültür, din ve ideolojinin bedenlenmesi, ete kemiğe bürünmesidir. Bu ikisini birbirinden ayırmak mümkün değildir. 

İslâm'ın beş temel amacından biri dini müslümanların hayatında İslâm'ı korumaktır. İslâm'ın korunmasını olumsuz etkileyen bir davranış, bir kültür değişimi, bir kültür taklidi haramdır, bazen bununla da kalmaz dinden çıkma sonucunu doğurur. 
Yüce Rabbimizden, bize zamanı iyi plânlama ve iyi değerlendirme bilincini bahşetmesini ve yılların iyi bir muhasebesini yapmamızı, başta ülkemiz, gönül coğrafyamız ve İslâm âlemi olmak üzere tüm insanlığa barış, huzur ve mutluluk getirmesi niyazımızdır.

Her yeni yıl belki, yeni bir başlangıç olabilir, ancak tüketilen ve tükenen bir ömrü hiç  kimse geriye getiremez, yani ömürden bir sene daha tüketmiş olmaktayız.

2024 yılının,2023’den daha hayırlı bir yıl olması dileğiyle iyi yıllar.

Bu yazı toplam 407 defa okunmuştur

Anasayfa