Ahmet Yenin

Hesabı Yüce Allah Sorar

13 Ekim 2021 Çarşamba

Yüce Allah ile yarattığı kulları arasında manevi bağ olan din, akıl sahibi insanlar için indirildi yüce Allah tarafından. Din sadece insanlara hastır. Din iman konusunda kullara hesabı yalnızca yüce Allah sorar,günümüzde olduğu gibi ölümlü kullar değil.

İnsan dostu canlıların din ile iman ile ilgisi alakası var mıdır, hayır yoktur. Çünkü din insanlar ile Allah arasında manevi bağdır. Ve din insanların elinde günümüzde olduğu gibi insanları kandırarak gelir elde edecekleri bir malzeme değildir.

Yüce Allah’ın yarattığı kullarına rehber olarak indirdiği kutsal dinin kullar arasında birbirlerini kandırmaya yönelik yapacakları işlere malzeme olmadığını yaratıcımız yüce Allah yarattığı dili, dini ırkı ve rengi ne olursa olsun tüm kullarına ne isterseniz yalnızca benden isteyin.

Ve bana ait tüm kusurlarınızla gelin, gerekeni ben yaparım, din iman konusunda kullarıma hesabı yalnızca ben sorarım, içinizdeki ölümlü kullarım değil. Ama bana kul hakkıyla gelmeyin karışmam buyurarak, din konusunda kullara değil yalnızca Allah’a hesap vereceğimizin altını çizerek son noktayı koymuştur.

Ama yüce Allah’ın insanlığın en büyük baş belası cehaletten kurtulup huzur ve güven içerisinde hayat sürmek ve birlikte yaşadıklarına da aynı şekilde huzurlu ve güvenli hayat sürdürmek için oku ey kulum buyruğuna rağmen halen daha okumayan insanlarımız,fetö terör örgütü acı örneğindeki cehalet yuvası benzer cemaat ve tarikat mensubu ölümlü kullardan din iman ve Allah konusunda medet beklemektedir ne yazık ki ülkemizde ve Müslümanların yaşadıkları coğrafyada çoğu akıl sahibi insanlar..!

Din konusunda devletimizin adalet bakanlığından emekli hak hukuk ve adalet insanı, halen daha yaratıcı yüce Allah’a bağlı kalmak onu emir ve yasaklarına uyarak yaşamak ve birlikte yaşadıklarını da aynı minval üzere yaşatmak, yaşamalarına katkı sağlamak yerine kullardan medet bekleyen insanlarımıza atfen Av. Metin Kazan kardeşimiz ne yazmış, okuyup öğrenelim ve birlikte değerlendirelim.

Din dâhil bütün milli ve manevi değerler, toplum hayatını yönlendirmede çok etkili olduklarından dolayı çoğu zaman kullanılmaya müsaittirler.

Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi, yalan sözlerle, hileli hareketlerle, birtakım sahte davranışlarla, gerçeğin çarpıtılarak ve farklı gösterilerek ya da saklanması suretiyle yapılır.

Din tacirleri, Allah’ın dinini, kendi menfaatlerine kullanırlar. Din değerlerini ‘imaj konusu’ yaparlar. ‘Görüntü verirken’, dinin değerlerini ön plana çıkarırlar ve bu değeri istismara açık hale getirirler.

Oysa din, toplumda ahlakî bir düzen isteyen, insanların iyi olmalarını, başkalarına zarar vermemelerini murat eden, insanı içten kuşatan, vicdan ile bütünleştiren bir yüce değerdir. Dinin ve değerlerin sömürülmesi, istismar edilen değerlere toplumun önem vermemesine neden olur. “Vatanseverlik, milliyetçilik, devlet sevgisi, millet sevgisi” üzerine bina edilecek samimi olmayan davranışlar ve büyük yalanlar, toplumun bu değerlere olan inançlarını tümden yok eder.

İslam filozofu Kindî bu tacirleri şöyle tanımlamıştır: "Din istismarcıları saldırgan ve zalim düşman olarak, haksız yere işgal ettikleri makamları korumak için elde edemedikleri ve çok uzağında bulundukları insanî erdemlere sahip insanları küçümserler. Amaçları başları tutmak, makam ve mevkilerin başına geçmek ve din tacirliği yapmaktır. Gerçekte onlar, dinden yoksundurlar; zira bir şeyin ticaretini yapan, onu satar, sattığı ise artık kendisinin değildir. Dolayısıyla dini satanlar, din üzerinden istismar veya sömürü yapanlar, dine sahip olamazlar.”

Öyleyse dinin toplumsal değerini ve gerçekliğini doğru bilmeli ve bunu göstermeliyiz. Din veya milli değerler adına yapılan davranışları “sorgulama, eleştirme, yanlış inanışları yıkma, sırları açık etme ve büyüleri bozma” üzerinden tartışmaya tabi tutmalıyız. Dini Allah’a has kılarak samimi davranışla sadece O’na yönelmiş olanlar haricinde, dini değerlerin bir takım kişiler tarafından dünya menfaati için kullanılmasına bütünüyle karşı çıkmalıyız.

Bu konuda insan onurunu koruyarak, uyanık olmalı, dikkatli gözlem yapmalı, topluma karşı sorumlu davranmalı ve gerçekçi durarak doğruları anlatmalıyız. Bu şekilde davranarak din ve değer istismarını önlendiğimizde, toplumdaki değer aşınması önlemiş ve insanlar arasında olması gereken güveni de kurmuş oluruz diyor, saygılar sunuyorum