İnsan gerçekten dünyanın olmazsa olmaz en özel ve en önemli akıl sahibi canlısı olmasına karşın, kendi içinden çıkarak kendinden başkasını düşünmeyen,kendinden başkasına insanca huzur ve güven içerisinde yaşam hakkı tanımayanların yüzünden her seferinde elimiz kırılsaydı da tekrar vermez olaydık dedikleri halde dün bugün ve halen daha olduğu gibi bizleri ve ülkemizi adaletli biçimde sen ben ayrımı yapmadan yaptırmadan yönetin diye seçerek ve atayarak vekalet veren devletin asıl sahibi aziz milletin, iş ya da nezaket ziyaretleri için makamlarına uğramaları ya da seçildiklerinde geldikleri memleketlerinde yüz yüze görüşmeleri gerektiğinde yanlarına yanaşmaları şöyle dursun,karşılarında el pençe divan durmalarına daha fazla tahammül edemeyenlerden biri olarak konuyla ilgili kaleme aldığım makalenin kendinden başkasını düşünmeyen bu bencil zatlar tarafından daha iyi anlaşılması ve algılanması adına aşağılıklar için kullanılan ”Köpek sana söylüyorum,Eyy insan sen anla,sen işit ” sözünü ayılıp uyanmaları ve kendilerine gelmeleri adına üzülerek,içim acıyarak,yüreğim kan ağladığı halde başlık olarak yazma mecburiyetinde kaldığım için insan dostu bu güzel canlılar adına,insan dostu tüm canlılara ayrı bir önem veren ülke,Ünye ve tüm dünya insanlarından özür diliyorum.
Sorumluluk duygusuyla yaşayan saygıdeğer insanlar ve okurlar bugün sizlerle bir toplantıda yüksek sesle okuduğu şiir nedeniyle Çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilen "Dostoyevski “nin hapisten çıktıktan sonra “Ölüler Evinden Anılar” adıyla kaleme aldığı kitabında köpek sana söylüyorum,insan sen anla, sen işit mealinden kaleme aldığı makalesini dün,bugün ve halen daha insanlıktan nasibini almamış, kendinden başkasını zerrece düşünmeyen bencillerin yüzünden ezildikçe ezilen ve daha çok ezilerek bile,bile çile çekmeyi yaşam biçim haline getirmekle kalmayıp kendileriyle birlikte yaşadıkları cennet vatan ülke Türkiye cumhuriyeti devletine,öncelikle herkes,hepimiz yaşadığı yerden ve birlikte yaşadıklarından sorumlu olduğuna ve olduğumuza göre Ünye’ye Ünyelilere,Ülkede ve Ünye’de yaşam sürdükleri halde halen daha ayılmayan,uyanmayan insanların ayılıp uyanarak kendilerine gelmelerine karınca kararınca katkıda bulunmak adına paylaşmak istedik.
"Dostoyevski bir toplantıda yüksek sesle okuduğu bir şiir nedeniyle Çar tarafından Sibirya’da hapse mahkum edilir. Hapis cezasını bitirdikten sonra anılarını kaleme aldığı “Ölüler Evinden Anılar” adlı kitabı yazar. Kitapta, hapishanedeki hayatından önce insanları tanıdığını sandığını ama yanıldığını burada anladığını belirtir. Yazar, “kara halk” olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra insanları çözümlemeye ve kendi iç dünyasının derinliklerine inmeye başlar.
Dostoyevski hapishanedeki bir köpeğin yanından geçen her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler. Köpek mahkumlardan kaçmadığı gibi yanına bir mahkum yaklaştığında eğilerek tekmelenme pozisyonu almaktadır. Dostoyevski bir gün köpeğin yanına yaklaşıp başını okşar. Köpek şaşkın,şaşkın ona bakarak hızla yanından uzaklaşır ve acı, acı havlamaya başlar. O günden sonra köpek Dostoyevski’yi her gördüğünde ondan kaçar.
Ruhu köleleştirilmiş bu köpek bir sevgi açıdır. Bu durum insanlar için de geçerlidir. Hayatları boyunca haksızlığa ve kötü davranışlara uğramış sevgi açları iyi bir davranışla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını bilemezler. Bazen kötü davrandığınız insanlar size tapar, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder. Böyle insanların gözünde onları aşağılamanız onlar için bir beklentidir. Sizi gözlerinde yüceltirler. Eşit ve iyi davrandığınızda ise onların gözündeki değeriniz birdenbire düşe diyor,saygılar sunuyorum.. Sevgiyle alıntı Ç&Ç