- 14:46 Perşembe Belediyesi İlk Meclis Toplantısını Gerçekleştirdi
- 14:37 Ordu’da Halter Türkiye Birinciliği Sona Erdi
- 14:32 CHP heyetinden Anıtkabir'e ziyaret
- 14:27 Ordu BB Meclisi AK Parti Grup Toplantısı Yapıldı
- 14:16 “Başarılı ve uzun bir yayın hayatı dilerim”
- 14:10 Vekil Özer, Yerli ve Yabancı Turistleri Ordu’ya Davet Etti!
- 14:10 “Kentsel Dönüşüm” Çağrısı
- 14:07 Müslüm Gürses'in yeni albümü çıktı
- 14:03 Meteoroloji'den Ordu için ''sarı'' kodlu uyarı
- 13:57 Uzaya çıkan ilk Suriyeli astronot Muhammed Faris, Gaziantep'te öldü
- 13:51 Ahmet Doğan; “ABD Utançla Tarihe Geçirmiştir”
- 13:48 Lisans ve Tescil Süreleri Değişiyor
- 13:25 Galender Zengin; “Ordu Tribün Dolu Dolu Gazete”
- 13:31 Bilsem’lerde Bireysel Değerlendirme Uygulamaları 27 Mayıs'ta Başlayacak
- 13:21 Zenginleştirilmiş kitaplar EBA’da
Fındık Fiyatı
İNTERNET BAĞIMLISI ÇOCUKLAR İÇİN UZMANINDAN TAVSİYELER!
Sanal dünyanın avantajlarının yanı sıra zararları da olduğunu söyleyen Medical Park Ordu Hastanesi’nden Psikolog İrem Naz Kırım, “İnternette çocuklar için hazırlandığı iddia edilen birçok video, kontrolsüz izlendiği takdirde çocuklara zarar verebilir” dedi.
Teknolojinin ilerlemesiyle gün geçtikçe sanal dünyaya daha da bağlandığımızı dile getiren Medical Park Ordu Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog İrem Naz Kırım, “Günümüzde 2 yaşındaki bebeklerden dedelere kadar herkesin elinde telefon, tablet görmek mümkün. Sanal dünyanın avantajları olduğu gibi zararları da vardır. İnternette çocuklar için hazırlandığı iddia edilen birçok video kontrolsüz izlendiği takdirde çocuklara zarar verebilir” ifadelerini kullandı.
Çocukları özellikle 4 yaşına kadar herhangi bir teknolojik cihaza maruz bırakmamamız gerektiğinin altını çizen Psk. İrem Naz Kırım, önemli uyarılarda bulundu.
SANAL DÜNYAMIZ GENİŞLEDİ
Psk. İrem Naz Kırım, özellikle son dönemde pandemi etkisiyle daha da sık kullanmaya başladığımız telefonların, tabletlerin ve bilgisayarların sosyalleşebilmemiz için uygun alanlar yarattığını söyledi. Psk. Kırım, “Teknoloji sosyal izolasyon gereği birbirimizle iletişimimiz uzun zaman kısıtlandığında haber alabilmemizi, görüntülü görüşebilmemizi, işlerimizi uzaktan yürütmemizi, okula online bağlanabilmemizi ya da banka işlemlerimizi internetten halletmemizi kolaylaştırdı. Hal böyle olunca sanal mecralarla meşguliyetimiz de arttı. Bu durum da normalleşmeye geçtikten sonra uyum sağlamakta zorlanmamıza neden oldu” diye konuştu.
USLU DURMUYOR DİYE TELEFON VERMEK YANLIŞ
Çocuklarda teknoloji bağımlılığı yaşanmaması için sınır koymanın önemli olduğuna değinen Psk. İrem Naz Kırım şu bilgileri paylaştı
“Küçük çocukları parka, okula götüremediğimiz zaman oyalanmaları için eline telefon veriyoruz. Yemek yemiyor, uslu durmuyor diye tabletten, telefondan videolar açıyor, oyunlar oynamasına müsaade ediyoruz. Ama sınır koymayı atlıyoruz. Daha Türkçe konuşmadan İngilizce, Rusça dilinde kelimeler öğrendiğini duyuyoruz. Tablet olmadan uyumayan, yemek yemeyen ama eline telefon verdiğinizde susan bebekleri, çocukları gözlemliyoruz. Kendilerini kontrol etmeyi öğrenmek için çok küçük kalan çocuklar, sanal dünyada kontrolsüzce diledikleri bir videoyu izleyebiliyorlar. Bazı videolar çocuklar için hazırlanmış olsa bile, birçoğu içerik açısından zararlı olabilir. Bu durum dil gelişimi ve sosyalleşme için de sorunlara sebebiyet verir.”
PANDEMİ ÇOCUKLARDA DİL
GELİŞİMİNİ KÖRELTTİ
Dil gelişiminin yaşıtlarımızla sosyalleştikçe daha çok geliştiğini vurgulayan Psk. Kırım, “Pandemi döneminde yaşıtlarından yaklaşık 2 yıl uzak kaldığı için dil gelişimi için geride kalmış birçok çocuk gözlemliyoruz. Kendini ifade edemeyen çocukların yaşıtlarıyla aynı ortama girdiklerinde çekimser kaldıklarını, anlaşılamadıklarını ya da kendilerini ifade edemedikçe kızarak ağlama ve öfke nöbetleri geçirdiklerini ifade etti.
Psk. Kırım, ailelere teknolojiyle başa çıkma yöntemleri için şu önerilerde bulundu:
1. Özellikle 4 yaşına kadar çocuğunuzu herhangi bir teknolojik alete maruz bırakmayın.
2. Çocuklar taklit ederek öğrenir. Çocuğunuza telefon vermeyip onun olduğu yerlerde telefonla, tabletle ya da televizyonla meşgul olursanız, onlar da sizin gibi yapmak isteyecek ve istediği olmadığında huysuzlaşacaktır. Öncelikle kendinize sınır koymalısınız.
3. “Yemek yesin, hızlı uyusun, ağlamasın, uslu dursun, sorun çıkarmasın, oyalansın, oradan bir şeyler izleyerek öğrensin” gibi davranışlar çocuğunuz için asla iyi bir durum değildir. Bu şekilde sadece kendinizi rahatlatmış ama çocuğunuza zarar vermiş olursunuz.
4. Dil gelişmesi için akranlarıyla bol bol aynı ortamlarda bulundurun.
5. Kaliteli zamanın içerisine teknolojiyi dâhil etmemeye özen gösterin.
6. Çocuklara özel sistemleri yükletseniz bile kontrol edin, yetişkinlerin izlediği içerikleri izlemelerine müsaade etmeyin.
7. Her şeye zaman sınırı koyun, sınırsız hiçbir şeyi olduğu gibi çocukların önüne sunmayın.
8. Alternatifini oluşturmadan çocukları kısıtlamayın. Örneğin; telefon bağımlısı bir çocuğun elinden telefonu almak çözüm değildir. Sosyalleşecek alan yaratarak ve sınır belirleyerek ilerleyin.
9. Anime, manga, cinsellik, savaş, ölüm içerikli oyun, çizgi film, dizi, dergi, kitaplardan uzak tutun.
10. Okuldaki rehberlik ve sınıf öğretmeniyle birebir görüşmelerde bulunun.
11. Çocuklarınızı spor aktivitelerine ya da etkinliklere yönlendirin.
12. Onları yargılamak yerine dinlemeyi ve anlamayı deneyin.
13. Fikirlerinizi uygulatmak için ağır yaptırımlardan kaçının.
14. Çocuğunuzun akran zorbalığına ya da siber zorbalığa maruz kalıp kalmadığını sorgulayın.
15. Kontrolden çıktığınızı ya da çocuklarınızın kontrolden çıktığını hissediyorsanız hemen bir psikologdan ya da psikiyatrdan destek alın. HABER MERKEZİ